-
1 dimdik bakmak
смотре́ть в упо́р; уста́виться -
2 dimdik
'dimdik kerzengerade; ungebeugt;-e dimdik bakmak A anstarren, fixieren -
3 dimdik
1.1) прямо́й как стрела́2) о́чень круто́й; отве́сный2.dimdik bir merdiven — о́чень крута́я ле́стница
пря́мо••- dimdik bakmak
См. также в других словарях:
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
tepe — is. 1) Bir şeyin en üstteki bölümü Pencere önünde dimdik durmuş, kocaman ağaçların tepesine bakıyordunuz. S. F. Abasıyanık 2) Bir yerin, bir nesnenin vb.nin üstü, hizası Ekşisu da trenden indikleri sırada güneş tam tepelerindeydi. N. Cumalı 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük